7 Haziran 2009

Akdeniz'in Gözde Adası Girit...


Girit 8.261 km2 yüzölçümü ile Akdeniz'in beşinci büyük adasıdır. Adanın idari merkezi kuzeybatı kıyısında yer alan Kandiye kentidir.
Ada yüzey şekilleri olarak denize dik inen sarp dağlarla kaplıdır. Doğu-batı yönünde uzanan ve dört ana grupta toplanan dağların en yüksek noktası, İda Dağında, 2.456 m. yükseklikte bulunan Stavros tepesidir. Hafif eğimli kuzey kıyısında doğal limanlar ve kıyı ovaları ile Girit'in en büyük kentleri olan Hanya, Rethimnon ve Irâklion (Kandiye) yer almaktadır. Girit'in en geniş düzlüğü, adanın orta güney bölümünde 29 km. kadar uzanan Mesarâ Ovası’dır. Ayrıca Girit Denizi Ege Denizinin en derin bölgesidir. Girit'te Sideron Burnunun doğusunda derinlik 3.294 metreyi bulmaktadır. Fakat ada su kaynakları açısından maalesef fazla zengin değildir.



Körlük


Dikkat! Aşağıda okuyacağınız eleştiri yazısı yer yer 'spoiler' içerebilir; ve fakat içermeye de bilir. Bu durum, film hakkında ne kadar önbilgiye sahip olduğunuza göre değişkenlik gösteriri!


Terminatör Salvation’ın bol tanıtım ve promosyonla gösterime girdiği bir haftada, arada kaynayıp gitmemesi gereken sağlam bir film daha beyazperde seyircisiyle buluştu. Nobel Ödüllü José Saramago'nun aynı isimli romanından uyarlanan ‘Blindness’, önce 2008 Cannes Film Festivali'nin açılış filmi olarak ses getirdi, ardından da 2008 Film Ekimi’nde Türkiye semalarında arz-ı endam etti. Film Ekimi’ne bilet bulabilen sinefiller taa aylar önceden filmi gördü, seyredemeyen meraklı sinemaseverler yurtdışındaki gösterimlerden ve dvd’lerden elde edilen kopyaları indirdi, seyrin tadına vardı ve maalesef haziranın ilk haftası gösterime giren bu yapıma gidebilecek potansiyeldeki kitle çoktan ununu eleyip, eleğini duvara astı. Olsun, gene de biz bir-iki çift kelam edelim, adet yerini bulsun, gönüller bir olsun.

6 Haziran 2009

İnternetten Notlar, Hakemli Akademik Dergiler


Bu aralar internette gezerken onlarca link ve yapılacaklar listesi birikti elimde. Buyurunuz, aşağıdaki notlarından nasipleniniz :


Öncellikle, Türk edebiyat tarihinin artık klasikleşmiş romancılarından olan Orhan Kemal üstat ile ilgili bir haber geçmek istiyorum. 




Geçtiğimiz günlerde Habertürk kanalında Balçiçek Pamir’in programına konuk olan oğlu, Işık Öğütçü babasının varlığını yaşatmak için kurduğu Orhan Kemal Müzesi’ni anlattı uzun uzun. Bir edebiyatçı olarak, Orhan Kemal Müzesi’nden şimdiye dek haberim olmadığı çok utandım. Cihangir, Akarsu Caddesi’nde 30 numaralı binada yer alan müzeyi en kısa zamanda fırsat yaratıp, gezmeyi planlıyorum. Dahası için buyurunuz http://www.orhankemal.org/

 Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, adı kendinden menkul, “iletişim” isimli bir kuram ve araştırma dergisi yayınlıyor. Yayın kadrosu (ve doğal olarak hakemleri) ağırlıklı olarak profesörlerden oluşan İletişim’in güzel yanı derginin 2004 yılından itibaren yayınlanan arşivine internetten tam erişimin olması.

Yani akademik çalışmalarda yararlanıp, kaynak gösterebileceğiniz onlarca makale hiçbir sınırlama olmaksızın elinizin altında. İnternet bilgi amacı uğruna kullanıldığında çok gözel bir şey. Bunun tadını en çok saatlerce kütüphane araştırması yapan bünyeler anlayabilir. Evet öyle . Buyrunuz : http://www.ilet.gazi.edu.tr/iletisim_dergi/

Eh Gazi’den söz etmişken İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin online dergicilik girişimi olan 4. Boyut’u da atlamayalım. 4.Boyut Online son sayısında kapsamlı bir dosya olarak ünlü akademisyen ve yazar Douglas Kellner’ı " DOUGLAS KELLNER ÜZERİNDEN İLETİŞİM VE KÜLTÜREL ARAŞTIRMALAR ALANLARINA BAKIŞ " başlığı ile ele almış, çok da iyi etmiş.


Zira, kültürel çalışmalar, iletişim bilimi, post-modernizm gibi alanlarda çalışanların olmazsa olmazlarındandır Kellner. Popüler Kültüre dair herhangi bir toplamada mutlaka bir yazısı bulunur. Kaçamazsınız, Kellner’i tanımayan adamı mezun etmezler o bölümden :- ) Tıpkı F. Jameson, T. Eagleton, S. Hall, M. Bermann, Adorno, Benjamin, Camus, Sartre, Dellueze, (daha gider bu böyle) bilmeden mezuniyetin gelemeyeceği gibi…
Bir link de kendi okulumuzdan verelim, buyurunuz Marmara İletişim Dergisi’nin son iki sayısı :
http://iletisim.marmara.edu.tr/onceki_sayilar.php


Son olarak Yapı Kredi kültür sanat yayıncılıktan çıkan Cogito dergisinin, 58. sayısına değinip notlarımızın sonuna geliyoruz. Efenim Cogito ekibi yememiş, içmemiş ve Bahar 2009 sayısını Feminizm’e ayırmış. İçindekilere şöyle bir göz gezdirince mest olmamak elde değil.

Zeynep Direk - Simone de Beauvoir: Abjeksiyon ve Eros Etiği
Iris Marion Young - Yaşanan Bedene Karşı Toplumsal Cinsiyet: Toplumsal Yapı ve Öznellik Üzerine Düşünceler
Fatmagül Berktay - Feminist Teorinin Önemli Bir Alanı: Cinsellik
Judith Butler - Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri
Tina Chanter - Psikanalitik ve Post-Yapısalcı Feminizm ve Deleuze
Katve-Kaisa Kontturi - Milla Tiainen: Elizabeth Grosz ile Bir Söyleşi - Feminizm, Sanat, Deleuze ve Darwincilik
Gertrude Postl - Tekrar Etme, Alıntılama, Altüst Etme Irigaray’ın Taklit Kavramının Politikası
Luce Irigaray - ...cemaatin ebedi ironisi...
Sara Ahmed - Bu Öteki ve Başka Ötekiler
Monique Wittig - Kadın Doğulmaz
Hande Öğüt - Kadın Filmleri ve Feminist Karşı Sinema
Herta Nagl-Docekal - Feminist Felsefenin Geleceği
Rosi Braidotti - Feminist Post-Postmodernizmin Eleştirel Bir Kartografyası
Yasemin Akis - Ülkü Özakın - Serpil Sancar - Türkiye’de Feminizm ve Kadın Hareketi
Gülnur Elçik - İğdiş Edilmiş Güzellik
Mehmet Bozok - Feminizmin Erkekler Cephesindeki Yankısı: Erkekler ve Erkeklik Üzerine Eleştirel İncelemeler
Hande Birkalan-Gedik - Türkiye’de Feminizmi ve Antropolojiyi Yeniden Düşünmek: Feminist Antropoloji Üzerine Eleştirel Bir Deneme
İmge Oranlı - Ondokuzuncu Yüzyıl Avrupası’nda Irkçılık ve Cinsiyetçilik
Dicle Koğacıoğlu - Gelenek Söylemleri ve İktidarın Doğallaşması: Namus Cinayetleri Örneği
Esra Arsan - Ezgi Ünalan - Seda Türkoğlu - Cinsiyetçilik ve Medya: “Güzin Abla” Köşesinde Yeniden Üretilen Ataerkil Cins Kimlikleri
Işıl Bayraktar - Türkiye’de Sosyal Güvenlik ve Kadın

Fiyat 20 YTL. Edininiz, okuyunuz ve en önemlisi içinize sindiriniz!

4 Haziran 2009

Tarihin Gömüldüğü Eceabat



Bugün Çanakkale’nin tarihi ilçesi Eceabat’a konuk oluyoruz. Eğer bir tarihi bir Çanakkale turuna çıkacaksanız yolunuz mutlaka Eceabat’a düşecek demektir. Gelin bu ilçeyi genel hatlarıyla tanıyalım..


Çanakkale'nin Trakya'da yer alan iki ilçesinden biri olan Eceabat, yüzey şekilleri olarak, alçak tepeler, tepelik alanlardan geçen küçük çaylar ve dar düzlükler oluşmaktadır. İlçenin hem Çanakkale Boğazına, hem Ege'ye bakan kıyılarında birçok doğal sahil bulunmaktadır. Bu doğal kıyıların en önemlileri de Morto ve Anafarta koylarıdır.

Tarihi sit alanı olduğu için yoğun tarımsal faaliyetin yapılamadığı Eceabat’da ilçe halkı geçimini balıkçılık ile sağlamaktadır. Öyle ki, bu endüstriyi desteklemek için Eceabat'da büyük balıkçı teknelerinin demirleyebileceği iskeleler ve dalgakıranlar kurulmuştur. Avlanan balıkların bir kısmı İstanbul'a yollanırken, bir kısmı da ilçedeki konserve fabrikalarında işlenmektedir. İlçede hayvancılık, zeytincilik; şarap ve zeytinyağı üretimi de yapılmaktadır; sınırlı miktarda buğday, ayçiçeği, bakla, pamuk, elma ve üzüm gibi bitkisel ürün yetiştirilmektedir.