12 Aralık 2010

Demokrasi Bir Gün Size de Lazım Olabilir…

2010 yılının en iddialı komedilerinden biri olarak reklamı yapılan Memlekette Demokrasi Var , bu yılın en komik filmi değil belki ama en trajikomik politik güldürüsü diyebiliriz. Televizyonun popüler dizilerinin (Çocuklar Duymasın) yapımcısı olarak, aynı zamanda reklam dünyasından da tanıdığımız Süleyman Nebioğlu, filmin senaristliğini ve yönetmenliğini üstleniyor. Nebioğlu’nun ilk uzun metraj sinema filmi olan yapım, birden çok handikapları olsa da bir ilk film hissi uyandırmayacak biçimde kotarılmış.



Filmin konusu özetle, 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası askeri yönetim tarafından ‘sabık baş vekil’ ilan edilen Menderes’in mahkumiyetini takiben Yassıada’ya getirilişini ve cezası infaz edilinceye kadar geçen sürede, Menderes’i demokrasi nam-ına kurtarmayı kafaya takan Deli Baradan’ın öyküsünü anlatıyor. Adnan Menderes’i Yassıada’dan kurtarma hedefiyle Baradan, 100 bin çöp kibrit bulup, bunların eczalarını ayırarak el yapımı bomba yapacaktır. (Zira askeri yönetim silahlara el koymuştur). Oturduğu köyün tepesinde yer alan tarihi yıkık kaleden, karşıdaki Yassıada’ya kadar giden yer altı geçidini kullanarak, Menderes’in tutuklu bulunduğu hapishaneye ulaşmayı ve kibrit eczalarından yaptığı bombayı patlatarak tutuklu başbakanı kaçırmayı planlar. Daha doğrusu bu plan ona, baygınlık geçirdiği sırada ‘malum’ olur.

Rivayete göre bu ‘100 bin kibrit çöpü’ hadisesi birkaç aklı evvelin o dönemde planladıkları ama gerçekleştiremedikleri bir girişimmiş. Bir şehir efsanesi olarak günümüze ulaşan Menderes’i kaçırma planı, beraberinde getirdiği gülünç ve trajikomik unsurlarla sinema perdesinde karşımıza çıkıyor.


Filmin başrollünde neredeyse bütün sanat hayatını mizaha vermiş bir oyuncu, Müjdat Gezen var. Oyuncu birkaç hafta önce katıldığı bir televizyon programında bu filmin senaryosu önüne gelene kadar, teklif edilen pek çok projeyi içine sinmeyen senaryolardan dolayı reddettiğini ifade etmişti. Birçok proje içerisinden, ülke politikasının demokrasi nesnelliğini irdeleyen bir komedi filmini kabul etmiş olması, Gezen’in bir aydın olarak siyasi kimliğini iyi bilenler için sürpriz değil. Hal böyle olunca filmde üstüne basa basa ağırlığı hissedilen de baş kahraman Baradan oluyor ister istemez. Bu noktada senaryonun ve Gezen’in oyunculuğunun karakter üzerindeki baskısını hissediyoruz. Demokrasilerde terazinin hangi tarafa ağır bastığını irdelerken, oldukça didaktik bir üslup tutturulmuş. Baradan’ın replikleri ders verme (!) amacıyla basmakalıp şemalara oturtulmuş. Demokrasinin nasıl olması gerektiği, en akıllı “deli”nin muhakemesi bırakılmış. Bununla beraber Baradan’ın muhtarlığa adaylığını koyması da yakın zamanda yaşanan gerçek bir muhtarlık seçimine de yerinde bir gönderme olmuş.

Filmde Adnan Menderes’in idamına günler kala adada yaşadıkları da yönetmenin bakış açısını anlamak adına dikkat çeken bir nokta. Elbette ‘yanlış yönetim’ suçlamasıyla ülkenin başbakanını asmak savunulacak iş değil. Öte yandan Nebioğlu kamerasını gerçek bir tarihi kişilik olan Menderes ile özdeşleşmemiz ve idama götürülen bir politikacının dramına hak vermemiz yönünde konumlandırıyor. Elli sene öncesine bugünün değer yargılarıyla bakmak kolay olmasa da, film insanda döneme dair kaynakları yeniden gözden geçirme ihtiyacı uyandırıyor.

Ayrıca bölgeye yeni atanan jandarma komutanı İlker Uyank’ın dizi oyunculuğundan miras iki arada bir derede kalan loser karakterini Uzatmalı rolüyle bu filmde de sürdürdüğünü görüyoruz. Fakat Uyanık rolünün trajikomik ikilemini başarıyla kotarıyor. Baradan’ın planı boyunca sağ kolu olan anten rolündeki Sümer Tilmaç’ı ise önümüzdeki festivallerde en iyi yardımcı erkek oyuncu kategorisinde görürseniz şaşırmayın.

Sonuç olarak bundan 3-5 yıl önce bir Türk filmi vizyona girdiğinde “sinemaya gitmeye ne gerek var, 3 ay sonra zaten televizyonda izleriz.” gibi oldukça ulusalcı (!) değerlerimizle ölçüşen kafa yapıları mevcuttu. Gişe rakamlarını 3 milyon seyirciye kadar tırmandıran filmler sağ olsun, insanımız yerli sinemanın hakkını sinema salonlarında vermeye başladı. Memlekette Demokrasi Var’ın gişesi 1 milyona dayanama potansiyeli olmasa da ‘sinemada Türk filmi izlemem’ mantığını yıkabilecek, eğlenceli bir seyirlik.

Ne de olsa hepimizin bir gün demokrasiye ihtiyacı olabilir!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok başarılı bir blog oluşturmuşsunuz paylaşımlarınız çok güzel Drupal tasarım olarak paylaşımlarınızın devamını dileriz.