15 Temmuz 2008

Mersin'in Limon Bahçeleri....

Sitemizin ana besin maddesi olan Limon hakkında Hürriyet Gazetesinin 1978 Şubat ayında bir habere rastladık. (78' Hürriyet Gazetesiyle ne işimiz vardı, orasını hiç sormayın:)
Mersin'deki limon bahçesi sahiplerinin ve üreticilerinin sıkıntılarını anlatan bu 30 yıllık haberi sitemize taşımaya karar verdik.
Gelin görün, Limoncuklar Limonluk'a gelip sıkılıncaya kadar, kimler ne kadar sıkılıyormuş, 30 yıl öncesine kulak verin...


Haberi okuyabilmek için lütfen resme tıklatın ve büyütün..



Kaynak: Hürriyet 1978 Şubat

5 Temmuz 2008

TÜRKİYE’DE GÖZDEN KAÇMIŞ BİR YAZAR: ROBERT WESTALL

Okuyacağınız yazı vefalı bir çevirmenin sadece çevirdiği yazarının tanıtımı değil, o çevirmenin çeviri sürecinde yazar ve yapıtlarıyla yaşadığı serüveni anlatmaktadır. Yazısıyla sitemize konuk olan çevirmen, yazar ve şair Perihan Uysal'ın kalemine sağlık diyor ve sözü ona bırakıyoruz...


Robert Atkinson Westall 1929 yılında İngiltere’nin Kuzey Batısında, North Shields’de doğmuş, Durham ve Londra Üniversitelerinden ünvan alarak Northwich-Cheshire’daki Sir John Dean Lisesi’nde öğretmenliğe başlamıştır. İlk romanı Machine Gunners’ı 1975 yılında yazmıştır.

Robert Westall İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği tüm olumsuzlukları küçük yaşlarda yaşamış biri olarak kitaplarında sıklıkla hem kendisinin, hem de ülkesinin travmatik deneyimlerine geri dönmüş, bu deneyimleri çocuklara, gençlere ve yetişkin okurlara iletmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nı işlediği kitapları; The Kingdom by the Sea, Machine Gunners ve onun devamı niteliğinde olan Fathom Five özel bir yer oluşturur. Bu kitaplarda Robert Westall geçmişi günümüzle birleştirerek okuyucuya geçmiş hakkında bilgi verirken, geçmiş yoluyla bu günü açıklamaya çalışır. Savaşın çocuklarda ve yetişkinlerde yarattığı travmatik etkileri vurucu bir biçimde ve gerçekçi olarak ortaya koyar.




Bu kitaplar; savaşı bize pembe diziler gibi sunan haberler ve insanları savaşa duyarsızlaştıran derinliksiz Amerikan savaş filmlerinde oldukça farklıdır.





Westall’ın konuları tür, zaman ve kurgu açısından farklılıklar gösterir, ancak tüm kitaplarındaki ortak özellik; gerçekleri çarpıcı ve sarsıcı biçimde vermesi, kahramanların içinden çıkılması güç etik ikilemlerle ve tedirgin edici sorularla yüz yüze gelmesidir. Kitapların çoğu okuyucuyu kavrar ve sürükleyicidir.




Robert Westall’ın kitaplarından bazıları şunlardır: Gulf (Körfez-Gendaş Yayınevi 1996), The Kingdom by the Sea (Alfa Yayınevi,2002), The Machine Gunners (Makineli Tüfekçiler-İmge Yayınevi 2007), Fathom Five (Makineli Tüfekçilerin devamı niteliğinde-çevriliyor), The Wind Eye, The Watch House, The Devil on the Road, Urn Burial, The Christmas Ghost, the Wheatstone Pond, Falling into Glory…
















MAKİNELİ TÜFEKÇİLER

The Machine Gunners(Makineli Tüfekçiler)1975 yılında yayınlandıktan hemen sonra gençlik edebiyatında önemli ödüllerden biri olan Carnegie Ödülünü almıştır.
Makineli Tüfekçiler’de de tıpkı öteki kitaplarında olduğu gibi sarsıcı bir gerçeklikle yüz yüze geliriz. Savaşın yıkıcılığını biraz olsun hafifletmek için –bunu bilinçli olarak yapmazlar- birçok çocuk savaş anıları biriktirir. Başkahraman Chas en iyi parçaları koleksiyonuna katmaya çalışırken Boddser ile yarışmaya başlar ve yarış adeta çocuk çeteleri arası bir savaşa dönüşür. Chas’in çevresinde toplanan bir grup çocuk ele geçirdikleri makineli tüfeği ülkelerini savunmak için kullanmaya karar verirler ve bir istihkâm yaparlar. Asıl gelişmeler Alman bombardıman uçağının düşüp pilotun(Rudy) çocuklar tarafından esir alınmasıyla başlar. Savaşın tüm acımasızlığı ve nefret dolu ilişkilerine karşın, çocukların sevgi dolu dünyası Rudy’yi de kısa sürede içine alır, sarıp sarmalar.

Yazar Makineli Tüfekçiler’i yazma serüvenini şöyle anlatır:

“Çocukluğumu oğlumla paylaşmak istedim… Ve belleğimde İkinci Dünya Savaşı sırasında on bir yaşında olduğum günlere yolculuğum başladı… Anılar yavaş yavaş yüzeye çıktı.
Bir arkadaşım, "Nedense yanan parafin kokusu kendimi güvende hissettiriyor,” demişti. Bu beni gençliğimin hava akını sığınaklarına taşıdı. Bir başka seferinde de fazlasıyla şiddet içeren bir savaş filmi izleyip yatmıştım, düş gördüm, kalkınca eşime; "Benim savaşım tankla-tüfekle, uçakla yapılmadı, benim savaşım kadınlarla, yaşlılarla ve çocuklarla yapıldı!” dedim.
"Sonra birden 12 yaşında olduğum günlerin anıları akın akın dönmeye başladı. Kokular, korkular, yediklerimiz, tüm anılar. Ve yazmaya başladım… Ancak bu edebi bir çalışma değildi, sosyolojik bir çalışmaydı. El yazısıyla ve okul alıştırma kitaplarına yazıyordum. Bunları oğluma okuyacaktım. Ona yaş günü armağanım olacaktı.
Oğlum bana 12 yaşındayken hayatın nasıl olduğunu göstermişti. Ben de onu kendi dünyama davet etmek ve iki nesli bir an da olsa bir araya getirmek istedim."

“Tynemouth” romanda “Garmouth” olarak geçer. “Garmouth olarak değiştirdim, çünkü romanda anlatılan şehrin coğrafi yapısı “Tynemouth” ile aynı değil. Zeki küçük şeytanların bana yazıp da hesap sormalarını istemedim.
Kitaptaki tüm karakterler hemen hemen gerçektekilerle aynı. Anne-baba, benim anne-babama göre kurgulandı; büyük anne-baba da öyle. Stan Liddle gerçekten İngilizce öğretmenimdi ve gerçekten Tynmouth Ev koruma’nın başkanıydı. Audrey Martin(kitapta Audrey Patron) ile ilkokula birlikte gittik. Cem, Nicky ve Şişko Hardy gerçek kişilerdir.( Şişko Hardy Biyoloji öğretmenimdi ve pek sevmezdim.) Clogger, öğretmen olduğum dönemde tanıdığım bir çocuktu. Chas’e gelince; oğlum Christopher ile benim karışımım bir karakterdir. Bunların dışındakiler gerçek kişiler değildir.
Kitapta geçen birçok olay da gerçektir. Yalnız benim çetem bir bombardıman uçağı bulmadı, bir makineli tüfek çalmadı ve bir istihkâm yapmadı.”

Makineli Tüfekçiler bir çocuk kitabı olarak yazılmış olmasına karşın büyüklerin de severek okuyacakları, sürükleyici bir kitaptır. Başkalarını bilemem, ama bu kitap bana insanların -dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar- bir yandan birbirlerine çok benzediğini, bir yandan da çok farklı olduklarını bir kez daha düşündürttü. Özellikle çocuklar ve onların yetişkinlerle olan ilişkileri…

Hazırlayan: Perihan Uysal (Çevirmen)