17 Nisan 2017
Yaşamak Güzel Şey be Kardeşim!
Çıkarın sandıklardan işli, saten geceliklerinizi, henüz kutusundan
çıkmamış hediye ayakkabılarınızı, ya da ‘özel bir günde kullanırım’
dediğiniz ama dokunmaya kıyamadığınız fincan takımlarını! Yırtılsın,
kırılsın, olsun varsın… Zira antikacılar, ikincielci’ler ya da
belediyelerin yardım kutuları ve daha nicesi, sahipleri bir kez bile
kullanamadan elden çıkartılan, etiketi üzerinde eşyalarla dolu! Bu
girişin nedeni yaşamanın herkesten, her şeyden, her filmden ve her işten
güçten bağımsız, gerçekten “güzel bir şey” oluşundan kaynaklanıyor; bu
kadar güzel bir şeyi paketi açılmadan, içindeki hazlardan bir haber, ‘o
canııımm porselen takımını’ doya doya kullanmadan kendimizi tüketip,
sonra da çekip gidiyoruz. Üçüncü uzun metraj filmiyle sinemaseverleri
bir kez daha selamlayan Müfit Can Saçıntı, Yaşamak Güzel Şey ile bu kez “İşte sakın ola böyle davranmayın” diyor, tüketmeyin hem kendinizi hem hayatınızı.

2 Nisan 2017
Ülkenin en “gerçek” sorunu sinema perdesinde!
Hem 1987 doğumlu olmasıyla hem de filmografisiyle genç sıfatını halen taşıyan yeni dönem sinemacılarımızdan olan Doğa Can Anafarta senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği 4. uzun metrajlı filmi Biz Size Döneriz ile ilk kez komedi ağırlıklı sularda yüzüyor; çok da iyi bir tercih yapıyor zannımızca!
Filme adını veren “Biz Size Döneriz” tabiri, bu filmi izleyecek ya da en azından afişini görecek, adını duyacak 1980 ve sonrası doğumlu kuşak için oldukça sıradan bir cümlecik! Zira geçtiğimiz haftalarda açıklanan resmi rakamlarına göre “işsizlik oranları 7 yılın tarihi seviyesine çıkarak yüzde 12.1 olarak” kayıtlara geçti. Kayıt dışı ve hesaplamalara girmeyen gizli işsizlerle bu oranın %20’lere vardığı da artık gizlenemeyecek bir gerçek. İşte Anafarta’nın filmi en başından itibaren, bu rakamsal oranın trajikomik biçimde İstiklal Caddesi’nde görselleştirilmiş haliyle başlıyor; ve senaryo tüm film boyunca 6 genç işsiz arkadaşın günlük hayatlarının peşine düşerek asla dönülmeyen “biz size döneriz” avuntusunun izdüşümlerini izliyor.

Filme adını veren “Biz Size Döneriz” tabiri, bu filmi izleyecek ya da en azından afişini görecek, adını duyacak 1980 ve sonrası doğumlu kuşak için oldukça sıradan bir cümlecik! Zira geçtiğimiz haftalarda açıklanan resmi rakamlarına göre “işsizlik oranları 7 yılın tarihi seviyesine çıkarak yüzde 12.1 olarak” kayıtlara geçti. Kayıt dışı ve hesaplamalara girmeyen gizli işsizlerle bu oranın %20’lere vardığı da artık gizlenemeyecek bir gerçek. İşte Anafarta’nın filmi en başından itibaren, bu rakamsal oranın trajikomik biçimde İstiklal Caddesi’nde görselleştirilmiş haliyle başlıyor; ve senaryo tüm film boyunca 6 genç işsiz arkadaşın günlük hayatlarının peşine düşerek asla dönülmeyen “biz size döneriz” avuntusunun izdüşümlerini izliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)