Öncelikle belirteyim bu bir eleştiri yazısı değil, bilakis destek yazısı; bu yüzden profesyonel yazdığım diğer yayın organlarında değil, at koşturduğum kişisel blogumda yayınlamayı tercih ettim.
İstanbul’un Kadıköy ilçesinin hatta Kadıköy’ün semt merkezinde yaşamıyorsanız muhtemelen haberinizin olmadığı, bütçesi itibariyle küçük ve bağımsız bir yapım olan Ev Kira Semt Bizim, 27 Nisan haftasında beraberindeki IMAX hitleri dahil 14 filmle vizyona girdi. Kendisine başlangıç olarak ancak 20 sinema salonu bulabilen film, kendi gerilla imkanları dışında tanıtılma şansı neredeyse hiç elde edemeden, ikinci hafta gösterildiği 15 salonu da kaybetti. Zira ilk 3 gün rakamı 630 kişide kalınca, semtini anlattığı Rexx Sineması’nda bile seanslarını maalesef başka filmlere kaptırdı…
Bu, kasten görülmeyen, sinema denetim kurulu tarafından tamamen haksız biçimde 18+ cezasına çarptırılan filmin içeriğine gelirsek… Bağımsız Sinema Merkezi tarafından bağımsız ve anarşist bir ruhla hayata geçirilen Ev Kira Semt Bizim, rantın başkenti İstanbul’da önce Sulukule semti ile başlayan ardından Beyoğlu Tepebaşı, Fikirtepe gibi semtlerle gerisi gelen, sözüm ona depreme karşı kentsel dönüşüm girişimiyle 10 ila 15 yılda şehrin bir girdap gibi içine sürüklendiği inşaat sektörü çıkmazı artı 'bölge nezihleştirme' projesinin beyazperdedeki en masumane ve samimi anlatımlarından biri. Arşiv karıştıranlar hatırlayacaktır Kadıköy semti Kuşdili Çayırı’nı AVM rantından kurtaralı sadece 3 yıl dolu! Gerçi halen otopark olarak işletiliyor ama onun da günü gelecektir diye umuyoruz.
İşte Ev Kira Semt Bizim, Kadıköy’ün en merkezi semtleri olan Yeldeğirmeni sokakları, Bahariye Caddesi, Moda sahili gibi gözümüzün de aşinası olduğu mekanları filmine arka plan alıyor. Fakat Kadıköy’ün kent merkezi, filmde dekordan çok öte, yaşayan bir canlı gibi önümüze geliyor. Semtini kaybetmek istemeyen ve orta alt sınıfa ait olan yılların semt sakinleri, zenginlerin semte akınıyla başlayan kira artışı ve kentsel dönüşüm döngüsünü kırmak için tabir-i caizse ‘örgütleniyorlar’! İnsanın yaşadığı alana, toprağa, oksijene ve huzuruna sahip çıkması için canlarını dişlerine takarak aslında gayet saftirik planlar ve girişimlerle, başa bela zenginleri ‘korkutmaya’ çalışan semt sakinlerinin önüne çok geçmeden rant babaları ve her kademesiyle devlet çıkıyor!
Filmin afişinde rastladığımız Metin Coşkun, Suna Selen, Sadık Gürbüz, Orhan Aydın, Nevzat Süs, Ender Yiğit gibi 'baba' isimlerin yanı sıra tiyatro sahnelerinden Ezgi Yentürk, Bertan Dirikolu, Barış Kıralioğlu, Cansu Fırıncı gibi pek çok isim var. Yani tiyatro sahnesi bir anlamda beyazperdede.
Ha filmin eksileri pek tabii var; kudreti elinde bulunduranlara dair eleştirmeye yönelik bazı hamleler karikatürizasyona kaçıyor; protesto sahnelerinde gerçek hayattan uzak acemilikler var ama olsun o kadar; zira bu film niyet önemli filmi! Yaşam alanlarımız bir bir elimizden alınırken, günaydınlaştığımız semt bakkalı AVM’ye dönerken, 'çimlere yayılıp ‘takıldığımız’ günleri mazide hatırlamamak için harekete geçmeliyiz'in filmi aslında Ev Kira Semt Bizim, ya da Beşiktaş çarşısının deyimiyle Semt Bizim, Ev Kira :) Bu kadar direnişçi bir film olur da içinde Gezi olmaz mı? Pek tabii 'Bu daha başlangıç mücadeleye devam' sloganından kağıttan gaz maskelerine, duvar yazılarına dek filmde Gezi direnişi ruhu da canlılığını koruyor.
Vizyonda kalan 5 seansına* bir göz atın ve bu hafta filmi mutlaka seyretmek için kendinize fırsat yaratın derim. Umarım vizyon dışı birtakım özel gösterimleri de düzenlenir; en azından Kadıköy Belediyesi duyarsız kalmaz diye umuyorum.
Beraber rakı sofrasında kadeh tokuşturmak isteyeceğiniz insanların filmi vizyonda; İyi seyirler!
*https://boxofficeturkiye.com/film/ev-kira-semt-bizim-2014062
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder