14 Mart 2009

İzmir’in Kalbi, Kemeraltı


Tarih-Turizm dosyamızın ilk durağı Ege’nin İncisi İzmir’in Kalbinde, turistik çarşı Kemeraltı...

Kemeraltı yüzyıllardır İzmir'in kent ve ticaret merkezi ola gelmiştir. Bugün, meydanında İzmir'in simgesi saat kulesinin de yer aldığı Konak ilçesinin sınırlarında yer alan Kemeraltı çarsının geçmişi, Doğu Roma İmparatorluğu’nun İpek Yolu ticaretini elinde tuttuğu yüzyıllara kadar gitmektedir. Bu ticaret ağının en batı ucu olarak en sonunda yer alan İzmir Liman'ı Kemeraltı çarşısının kurulmasına olanak vermiştir. Zira liman bir kale ile çevrilmişti ve bu korunaklı alan hem Frenk tüccarlarının dükkânları ve hem de limanın iç bölümünde yer alan kervansarayların gelişmesi için birebirdi. İpek Yolu boyunca develerin sırtında Smyrna’ya kadar gelen tüm mallar içerde hanlarda boşaltılıp, Cenevizli tüccarların gemilerine yüklenerek diğer ülkelere götürülmekteydi. İşte hem konaklama hem ticaret gereksinimini ünlü Kemeraltı Çarşısı’nın da temellerini atmıştır.






Bir iç liman olarak ünlenen ve zenginleşen Kemeraltı bölgesini ele geçirmek için öncellikle kalenin düşürülmesi gerekiyordu. Tarihi kaynaklara göre Osmanlılar’da Yıldırım Beyazıt kaleyi saldırıları ile kuşatmış olsa da başarılı olamamıştır.
İzmir Liman Kalesi'ni Türk hâkimiyetine almayı, 1402 yılında ünlü Timur komutasındaki ordu başarmıştır. Kullandıkları askeri taktik, yani Kadifekale yamacından taşlar sürükleyip, limanı doldurmak Kemeraltı bölgesinin yerleşim alanının kurulmasına vesile oluşmuştur. Doldurulan alana günümüze kadar pek çoğu ulaşmış olan hanlar, camiler, kiliseler, hamamlar, şadırvanlar inşa edilmiş; böylece zaten yoğun ticaretin merkezi olan bölge, yerleşimin de kurulmasıyla önemli bir liman ticaret noktası haline gelmiştir.
Çarşı ilk kurulduğu yıllardan yakın geçmişe kadar dar sokakları, kiremit çatıları ve arastalarıyla kapalı çarşı havasını korumuştur. Çeşitli kaynaklara göre, “Kemeraltı” ismi, ana caddeyi boydan boya kaplayan kemerlerden gelmektedir. Ara sokaklarda yer yer halen eski mimarinin korunduğu gözlenmektedir. İşte Kemeraltı Çarşısı'nı tarihi yapan da yüzyıllar boyunca hem işlevinin korunabilmesi, hem de görsel yapısının çok az değişmesi olmuştur. Kemeraltı Çarşısı, tüm değişmelere rağmen halen İzmir'in en önemli alışveriş merkezidir. Çarşı da tarihi tonoz ve kubbeli dükkânlar, hanlarla modern iş merkezleri, mağazalar, kafeteryalar iç içe geçmiş bir mozaik oluşturmaktadır. İzmir’lilerin her türlü alışveriş ihtiyacını karşılayabilen Kemeraltı dükkânlarında ayrıca turistik olarak seramikler, çiniler, ahşap eşyalar, halı ve kilimler de bulunmaktadır.

Çarşı Hafta İçi yüz elli bin ila iki yüz bin arasında Ziyaretçi ağırlarken, alışverişin tavan yaptığı hafta sonu, yılbaşı ve bayram arife gibi özel günlerde bu sayı dört yüz elli bin ila beş yüz bin kişiye kadar çıkmaktadır.
Günümüzde Kemeraltı bölgesi hem halen en çok rağbet gören alışverişi merkezi olan özelliğini korurken diğer yandan da 88 hektara yayılmış arazisiyle İzmir’in önemli kamu kurumlarına ev sahipliği yapmaktadır: İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Vergi Dairesi, Defterdarlık, Milli Eğitim Müdürlüğü, Konak Kaymakamlığı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü gibi.
Resmi kaynaklara göre toplam İşletme Sayısı 8726’dır. Sekiz binden fazla iş yeri 36000-40000 arası insana iş olanağı sağlamaktadır.




Kemeraltı caddeden oluşmaktadır : Anafartalar Caddesi, Cumhuriyet Cad., Dr. Faik Muhittin Cad., Havra Cad., İpek Pazarı Cad., Kestelli Cad., Milli Kütüphane Cad., Mucibirrahman, Şehit Fethi Bey Cad., Veysel Cad.
KEMERALTI CAMİLERİ
Kemeraltı Çarşısı’nın içinde farlı yüzyıllar yaptırılmış pek çok camii bulunmaktadır. Osmanlı’nın ve islamiyetin İzmir’deki varlığının birer simgesi olan bu camilerin pek çoğu günümüze sağlam olarak ulaşmıştır ve halen ibadet için kullanılmaktadır.
Hisar (Molla Yakup Bey) Camii
İzmir'deki camilerin en eskisi ve en büyüğüdür olan cami adını, eskiden İzmir'in deniz kıyısında, liman ağzında yer alan Hisar (Kal'a) Kalesi'nden almıştır. Girişinden ulaşılabilen caminin aynı adı taşıyan bir de meydanı vardır. Çeşitli kaynaklara göre kiliseden dönüştürülen caminin yapım yılının 16.yy-17.yy arasında olduğu sanılmaktadır. Dört kez tamirat gören caminin meydanı çiçekçiler, kahveler, boncukçular, baharatçılar, lokantalar ve kebapçılarla çevrilenmiştir. Kemeraltı’nın ana girişinden, sahilden başlanan bir gezi, Hisar camisinin meydanındaki çay bahçelerinde soluklanarak Hisar önü çıkışından noktalanabilir.
Şadırvan (Niflizade) Camii
Katib Çelebi'nin İzmir'e geldiğinde bu camiyle ilgili gözleminin yer aldığı Cihannüma isimli eserine dayanarak, caminin 17. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin edilse de tkesin bir yapım tarihi verilemeyen eser, İzmir'in ulu camisi olarak övülmektedir. İçinde yer alan şadırvanının güzelliğinden dolayı bulunduğu çarşı Şadırvanaltı olarak anılır. Şadırvanın çevresini bugün, kahveler, şekerciler ve giyim kuşam üzerine dükkânlar yer almaktadır. Ayrıca, caminin arka meydanında küçük bir şadırvan daha vardır. Cami ve çevresi, Şekerciler, Mantocular ve Kuyumcular Çarşısı'na rahatlıkla ulaşabilmesi bakımından önemli bir konuma sahiptir.
Başdurak (Hacı Hüseyin) Camii
Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde HacıHüseyin Efendi adında bir kişi tarafından 1652 yılında yaptırıldığı yazı olan caminin giriş cephesinin yanındaki şadırvanıyla, çarşıya açılan yapının çevresinde balıkçılar, kasaplar, kuşçular, manavlar ve giyim kuşam üzerine satış yapan dükkanlar bulunmaktadır. Caminin bulunduğu yer aynı zamanda Kemeraltı’nın çevreleyen kıyı şeridi olan Kemeraltı Caddesi'nin orta yeridir.
Kestane Pazarı Camii
Caminin yapımı ve tarihi hakkında eldeki verilen sınırlı olsa da hem bugünkü kitabesine göre, hem de Evliya Çelebi’nin notlarına göre 17yy.’ın ortalarında inşa edildiği bilinmektedir. Yazar Konstantin Oikonomos bu caminin eski Havariler Kilise'si olduğunu iddia etse de, Evliya Çelebi seyahatnamesinde caminin denizin doldurulmasıyla oluşan zemin üzerine inşa edildiğini ve “yeni” olduğunu yazmıştır. Mihrabıyla dikkat çeken yapının altında ve çevresinde baharatçılar, yemişçiler, zahireciler ile metal ve ahşap dekorasyon eşyaları satan dükkânlarla çevrilidir.

Salepçioğlu Camii
20yy’ın ilk yıllarında Salepçizade Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bu anlamda görece yenidir. Klasik camiler örnek alınarak tasarlanan yapı, döneminin Batı mimari tarzından da etkilenerek inşa edilen cami, İzmir'in en büyük ve en zarif camileri arasında yer almaktadır.
Hacı Mahmud Camii
Yapımı 17.yy.-18.yy. başında olduğu tahmin edilen caminin avlusun yer alan eski mezarlar, servi ağaçları ve caminin giriş kapısı dikkat çekicidir. Caminin çevresinde tıbbi malzeme satan dükkanlar, eczaneler, ayakkabı mağazaları ve kırtasiye dükkanları vardır.
Kemeraltı (Ahmet Ağa) Camii
Camiyi 17. yy’da Yusuf Çavuşzade Ahmet Ağa yaptırmıştır. Bazı kaynaklarda ise caminin ismi Hindli HacıYusuf Camii olarak da geçmektedir. Cami yanındaki sebili ile dikkat çeker, ayrıca solunda bir de çeşme yer alır. Caminin yer aldığı meydan börek, tatlı, çerez, manav, parfümeri dükkanları ve lokantalarla çevrilidir.
Yalı (İngiliz Ayşe) Camii
18. yy.’da yaptırıldığı bilinen cami Konak Derviş Meydanı'nda yer alır; İzmir'deki vakıf kayıtlarına göre Mehmed Ağa Zade Mehmet Paşa'nın kızı (İngiliz) Ayşe Hanım tarafından inşa ettirilmiştir. Zeminin doldurulmasıyla bugün merdivenle inilen yapının eskiden, buradaki bir medresenin bahçesinde olduğu bilinmektedir. Süslemeleri ve çinileriyle dikkat çekicidir.
KEMERALTI’NIN HANLARI
Özellikle 18. ve 19.yüzyıllar boyunca İzmir'de artan ticaret hareketliliğini karşılamak amacıyla, gelen malların depolanması, sergilenmesi ve satışı için kullanılan hanlara hızla yenileri eklenmiştir. Fakat Kemeraltı ve çevresinde var olan geçmişten bugüne 200'ü aşkın handan maalesef, ancak bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir; bir kısmında büyük yangında yok olmuş, bir kısmı Cumhuriyetin ilk yıllarında İzmir'in yeni imar planı uygulanırken kısmen ya da tamamı yıkılarak yol yapımına ayrılmıştır. Bazı hanların isimlerine sadece vakıf defterlerinde rastlanabiliyor. Kemeraltı yüzlerce handan oluşan büyük bir çarşı olma özelliğini hala korusa da, yok olan geçmişinin de küskünlüğünü taşıyor gibi.
İşte Kemeraltı’nın halen kullanılan önemli ve karakteristik hanları:


Kızlarağası (Hacı Beşir Ağa) Han
Hacı Beşir Ağa 1. Mahmut döneminde, 1717 yılında sarayda "Kızlarağası" görevine getirildikten sonra, 1744 yılında bu hanı inşa ettirince “rütbesini” hanına hediye etmiştir. İzmir'in önemli hanlarının başında gelen Kızlarağası hanı, ilk yapıldığı dönemde denizin hemen kıyısında yer almaktaydı; hanın önünden geçen yola Soğankale Sokak, iskele olarak kullanılan hanın önüneyse Saman iskelesi denilmek¬teydi. Han zaman içinde denizin doldurulmasıyla bugün oldukça içeride kalmıştır. Ana giriş kapısı ile beraber altı kapısı bulunmaktadır; 1675 yılında yapılmış bir de çeşmesi vardır.
Büyük hanların mimarisinde önemli yeri olan ve bazı han gravürlerinde gördüğümüz avluyu süsleyen ve dengeleyen şadırvan ile mescit bugün yerinde yoktur. İki katlı handa odaların tümü konaklama amacıyla kullanılmış, ortadaki büyük avlu ise ker¬vanlarla getirilen malların sergilenmesi ve satışı amacıyla kullanılmıştır. Zaman içinde alt katlar depo ve dükkanlara çevrilirken, sonraki dönemlerde bu dükkanlar İzmirli tüccarların büroları olarak işlev görmüştür.
Restorasyonun başladığı 1988 yılı öncesine kadar kaderine terk edilmiş olan handa dökümcü, nargileci, tornacı, marangoz, bakırcı, yorgancı, demirci, kasacı ve benzeri iş kollarının atölyeleri ile lokantacı, kahveci, nalburiye dükkânları yer almaktaydı. Bugün kullanılan yapı hanın orijinal hali değil, orijinal taşları kullanılarak ve mimarisi esas alınarak yeniden yapılmış, büyük kısmı restore edilmiş halidir. 1993 yılında yeniden hizmete açılan handa bugün bütün odalar işyeri olarak hizmet vermektedir.
Hanın üst katında özellikle tarih meraklıları ve koleksiyonerler için bir çok antikacı hizmet vermektedir. Eski ve nadir kitaplar, haritalar, kartpostallar, eski İzmir fotoğrafları, gravürler, antika eşyalar, nadir ve değerli objeler, pul ve paralar bu dükkanlarda bulunabilir. Ayrıca ahşap restorasyonu, değerli taş, hediyelik eşya, nikah şekeri, müzik gibi alanlarda çalışan dükkanların yanı sıra gümüş atölyeleri, moda evleri ve bir de şirin biçimde döşenmiş ve daha çok gençlerin uğrak yeri olan kahve vardır. Hanın alt katında avlusu çevresinde ise halı, gümüş hediyelik eşya, baharat, antika, kitap, kahve, çiçek ve çiçek tohumu, deri gibi farklı sektörlerde satış yapan dükkânlar vardır. Ayrıca alt katın kebapçısı ve çay bahçesi de meşhurdur. Kızlarağası hanından bir Türk kahvesi içmeden Kemeraltı gezinizi tamamlamış sayılmazsınız.
Çakaloğlu Han
1805 yılında yapıldığı bilinen bu hanın harap durumdaki çeşmesi, işçiliği ile dikkat çekicidir. Çeşmenin hemen yanında Gaffarzade sebili vardır. Kayıtlara göre, bu han bir zamanlar, Elmasyan’ın yemiş fabrikası olan kullanılmıştır. Bugün ayakta kalarak içi depo olarak kullanılsa da, onarılmayı beklemektedir.

Mirkelamoğlu Han
İzmir Vakıflar Müdürlüğü arşivine göre 18. yüzyıla ait olan bu yapı Kemeraltı'nda fiziki durumunu koruyabilen ender hanlar arasındadır. İki katlı olan hanın avlusunda aynı yıllarda yapılmış bir de çeşme vardır. Bugün üst katları depo ve atölye olarak kullanılan hanın alt katında bir lokanta, kahve ve çevredeki esnafın kullandığı depoların yanı sıra, önündeki meydanda kumaş, giyim üstüne çalışan dükkânlar vardır.

Büyük Demir Han
18. yüzyılda Mirkelamoğlu Vezir Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış olan bu han Şadırvan Camii'nin yakınında yer almaktadır. Bugün içinde fıçıcı, bakırcı ve ahşap eşyalar üreten dükkanlar bulunmaktadır.

Kemahlı Han
19. yy.’da İzmir'in eski üzüm tüccarlarından Kemahlı İbrahim Bey tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Daha önceleri otel olarak hizmet vermiş olan hanın bir kapısı çarşının en kalabalık yeri olan Kemeraltı Caddesi’ne, diğeri ise Yemişçiler Çarşısı'na açılır. Bugün bu çarşıda ağırlıklı olarak giyim eşyası satan dükkânlar bulunmaktadır.

Hükümet (Katipoğlu-Voyvoda) Konağı ve Saat Kulesi Kemeraltı ve çevresinde yer alan tarihi resmi yapılardandır. Hükümet Konak’ının 19.yy başında yaptırıldığı ve bir dönem Katipzade ailesinin konağı olduğu bilinmektedir. 1970 tarihinde yanan Konak, yıkılarak 1980'li yıllarda dış cephesi orijinaline uygun biçimde yeniden inşa edilmiştir. İzmir’in simgesi Saat Kulesi ise, 1Eylül 1901 tarihinde Sultan II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıl anısına yaptırılmıştır. Konak Meydanı ve çevresinde gerçekleştirilen son düzenlemede zemine eğim verilerek Saat Kulesi bulunduğu meydana oranla öne çıkartılmıştır.
Birçok tüccar ulusun bir araya geldiği Kemeraltı, döneminde havraları ile de kültürel bir zenginlik merkeziydi. Günümüze ulaşan havraların maalesef birçoğu yangınlarda zarar görmüş ve bazıları restore edilememiştir. Günümüzde ayakta kalan sinagoglar:

Etz Hayim (De Ariva) Sinagogu (Bizans)
Şalom (Aydinlis) Sinagogu (16yy.)
Talmut Tora (Hevra) Sinagogu (17. Yy.)
Bikur Holim Sinagogu (1724)
Giveret Sinagogu (16.Yy.)
Portugal Sinagogu(17yy.-Tahminen)

Kemeraltı’nda yer alan önemli tarihi hamamlar ise şunlardır:
Çivici Hamamı :(16. veya 18. yy.) 1995 yılındaki tadilat sonrasında halen çalışır durumdadır.
İstanköy Hamamı : (16. yy.) Mimari açıdan İstanbul hamamlarıyla benzer özellikler taşıyan hamam çalışır durumdadır.
Yeşildirek Hamamı : (17.yy.) Günümüzde çarşı olarak kullanılmaktadır.
Salepçioğlu Aile Hamamı : (19. yy sonu-20. yy başı) 1936 yılında önce sinema olarak kullanılmış olan hamam günümüzde matbaa ve tekstil mağazası olarak çalışmaktadır.

Kemeraltı Sebilleri ve Şadırvanları
Kemeraltı Çarşısı’nın pek çok ara sokağında ve camii avlusunda dönemlerinin önde gelen insanları tarafından hayır için yaptırılmış sebiller ve şadırvanlar bulunmaktadır. Bu tarihi yapılar beklenmedik biçimde çarşıda gezinirken biden karşınıza çıkabilir. Genellikle birbirine çok benzeyen ara sokakların çıktığı yönler bu çeşmeler sayesinde tayin edilebilir. İşte önemli tarihi sebillerden bazıları: Gaffarzade Sebili, Katipoğlu Ahmet Reşit Efendi Sebili, Kemeraltı (Sinanzade) Sebili, Ali Paşa Meydanı Şadırvanı, Kestanepazarı Şadırvanı, Şadırvan (Niflizade) Camii Şadırvanı, Bakırcı Mahmut Efendi Şadırvanı

Kemeraltı’na Nasıl gidilir?

Kemeraltı İzmir'in kalbi olan Konak'ta yer aldığı için, her çeşit ulaşım aracı ile kent içerisinden Kemeraltı’na gelmek mümkündür. Kalkış noktası Konak olan tüm belediye otobüsleri, Üç yol-Bornova semtleri arasında sefer yapan İzmir Metrosu ve Karşıyaka-Konak vapur seferleri sizi Kemeraltı'na ulaştırır.

Kaynak: İzmir Kemeraltı Tanıtım Kitapçığı



Hiç yorum yok: