30 Eylül 2007

Fabrika'da tütün sarar mı bu kız?

edie..

Edie (2006)

Factory Girl

Yönetmen: George Hickenlooper

Oyuncular: Sienna Miller, Guy Pearce

Elinde oldukça güçlü bir malzeme varken –Andy Warhol’un ortalığı yıktığı pop-art kültürü- bunu hakkıyla kullanıp alkış toplamak yerine, oldukça şematize edilmiş bir senaryo ile “intihara sürüklenen zavallı kızcağız” sığlığında kalmayı yeğleyen bir film ortaya çıkarmış yönetmen George Hickenloope “Edie” ile. Eşleştirmen Uğur Vardan, pop-art dönemine hakin olmadığının itirafından sonra ‘Edie’yi iyi niyetle “sanat tarihi, mimarlık ve resim öğrencileri “ için 'seçmeli ders' olarak tavsiye etse de, aslında yüzeyselliğe en sert baltaları vuran Warhol’un Fabrikası’nı bu kadar yüzeysel anlatarak, bu iyi niyetli tavsiyenin dahi içini dolduramıyor maalesef elimizdeki film.

Fabrika’nın ne menem bir şey olduğunu, ne işe yaradığını, içindeki insanların neden bu kadar sapıtık (!?) olduğunu ve Andy Warhol’un üretilebilir sanatını sanki hiç anlamayalım diye, tüm odak nokta aileden zengin, rahat ve kaçık kızın, aslında sanatçı olmak isterken nasıl da sanat aleminin uyuşturucu batağından kurtulamayan “ah edicik, vah edicik” haline dönüştüğünün aldatıcı ekseninde toplanmış.

Ne demek istediğimi en öz Fatih Özgüven şu cümlelerle anlatıyor: "Tarih çeşitli biçimlerde anlatılabilir ve 'Edie', kötü adam Andy Warhol filmlerinin sonuncusu ve en sıkıcısı olarak (ötekiler 'Andy Warhol'u Vurdum' ve 'Basquiat') sinema tarihinde yerini alır. Bu filmlerin ortak özelliği 80'ler ve ötesinin bütün fenalığını Andy Warhol'un gümüş rengi peruğuna yıkmaktır. Andy'nin tüketim toplumunun gidişatına dair uzgörüsünü kimse görmek istemez, herkesin hop o kimlikten hop bu kimliğe atladığı şu zamanlarda kimliğin değiş(tiril)ebilirliği, seyyaliyeti konusunda açtığı yol unutulur; 15 dakika lafı dillerden düşmese de... Daha da önemlisi o ortamı mümkün kılan 60'ların 70'lerin çok sahici hedonizmi üstelik de hedonizmden ekmek yiyen bu gibi filmlerde- anlaşılmaz. "

Warhol'un Marilyn'iPeki, hiç iyi yanı yok mu bu “neo ve ceo-muhafazakâr film”in? Beyazperde.com’dan Ayşegül Kesirli Edie’ nin tek elle tutulur yanının güçlü oyuncu kadrosu ve bu kadronun oldukça gerçekçi performansları olduğunu özellikle vurguluyor. Karakter her kim ise “O” olmayı beceren Guy Pearce, senaryonun karakterin içini boş bırakmasına rağmen, gümüşi peruğu ile Andy Warhol’u görünür kılıyor. Fabrika kızımız Sienna Miller ise seyirciye, ibretlik “uyuşturucu müptalası kız” hissini her daim simsiyah boyadığı gözleri ve “beni sakın bırakma” nidaları eşliğinde layıkıyla veriyor. Yakışıklı ötesi aktör Hayden Christensen ise nasıl da seksi Bob Dylan olduğunu bu satırlarda anlatmayacağım, o kadarını kendiniz keşfedin:)

Filmi bu kadar hırpaladıktan sonra, asıl eleştirimiz olan “kadın” imgesinin hayatın her anında tüketilebilen bir seks figürü olması mevzusuna girebiliriz. Aslında Warhol’un kıran kırana yaptığı ama bize gösterilmeyen eleştiri. Örneğin Edie New York’a yeni geldiğinde ve Warhol’la yeni tanıştığında manken-aktris-süperstar(?) kırması olarak karşımıza çıkıyor. Amerika’nın yeni popüler kızı imajı için reklam-afiş çekimlerinde görüyoruz Edie’yi. Sapsarı saçlarla devamlı gülümseyen bir yüz, Marilyn Monro’dan çalınmış ‘yapma’ bir ben, omuzlarına kadar inen kocaman sallantılı küpeler -ki gene moda 2007’de- her Amerikan genç kızının olmak isteyeceği gibi(!) Allah vergisi güzel bir vücut. Birkaç ay önce ikonken, hayatı allak bullak olduktan sonra para çevirebildiği tek şey olan güzelliğinin de artık kar etmemesi ve kadının filmde bu yolla sunulması feminist eleştiri açısından göze en çok batanlar. Kafayı bulandıran diğer bir noktaysa pop-art kültüründe Andy Warhol da kadınları filmlerinde süs nesnesi olarak mı kullanıyordu, yoksa bu kullanıma eleştiri mi getiriyordu? Meşhur Marilyn çalışmasından da biliyoruz ki, Warhol’un niyeti kadın ve şöhret imgesinin yeniden üretilebilir olduğunu göstermek, bu anlamda ürünleşmesini protesto etmekti.

coke&woman

barbie..















Coco-Cola'daki kadın...(anlayana) Barbie'deki kadın... edie..














Amerikan idolü Edie'deki kadın...

Peki, o zaman sarışın süperstarlarına -aynen sistemin de yaptığı gibi- neden çöp öğütücüsü tadında davranıyordu? Kameraların önündeki işlerinden bildiğimiz Andy Warhol’la, fabrikanın içindeki Warhol farklı mıydı? Bu soruyu Warhol’u Edie filmindeki gibi kötü adam olarak göstermeyecek bir biyografi çalışmasına havale ederek, nafile bir dua ile Allah Amerikan ikonalarına uzun ömür versin diyoruz.

Hiç yorum yok: