6 Ağustos 2008

Gelenekten Modernizme Katalan Şiiri Üzerine

Adnan Özer
VIII. yüzyıldan itibaren Latince'den ayrılmaya başlayan Katalanca, İtalya’nın kuzeybatısındaki Pirenelerin eteklerinde konuşuluyordu. Sonradan ispanya'nın içerilerine doğru göç başladı.
İlk Katalanca edebi metin olan Homilies d'Organya'nın ortaya çıkışı için XI. yüzyıl beklenecektir...

Oluşum dönemi öncesi tekil örnek olarak sayılan bu eseri bir yana bırakırsak Katalan edebiyatının ilk örnekleri XII. yüzyılda ortaya çıkan "trobadur" denilen gezginci halk ozanlarının şiirleridir. Bu şarkı/şiir geleneği Güney Fransa'dan İtalya'ya, oradan da tüm İber Yarımadasına yayılmıştır. Kadim Katalonya topraklarında bu Provence aşk şarkıları ve şiirleri geleneğinin önemli bir etkisi olmuştur.
Katalan şiiri başlangıçta Provence geleneğinden etkilenmiş olsa da, kendine has yorumunu ve kimliğini Ramon Llull (1232-1315) sayesinde kazanmıştır. Ortaçağ'ın en önemli figürlerinden biri olan Ramon Llull, Mallorca'da doğmuştur. Ailesi Barselona'lıdır. Gençliğinde trobadur şiirleri yazmış, sonradan mistik bir yola girmiştir. Amacı iyi Hıristiyan olarak dini ve felsefi eserler vermekti. Latince ve Katalanca dillerinde 250'ye yakın kitap yazdı. Bütün Akdeniz'i gezdi. Kuzey Afrika'da Arapça öğrendi. Mallorca'da Doğu dillerinin öğrenilmesi için bir dil okulu da açtı. Felsefi yazılarını bir Latin dilinde yazan ilk yazar olarak Katalanca'nın gelişmesinde büyük pay sahibi oldu.
1397-1459 tarihleri arasında yaşamış olan Ausias March, romantik şiir tarzını daha felsefi bir seviyeye çekmiştir. Ramon Llull Katalan dili için bir temel iken, Katalan ruhunu yansıtan büyük akis de Ausias March'tır (1397-1459). Aşk acısı, ölüm ve vehmin büyük şairi diye anılır. Ausias March'ın en önemli eseri Paginas del Cancionero-Şarkıcının Sayfaları önce 1539 yılında Valencia'da, daha sonra Katalanca olarak 1543 yılında basılmıştır. (Katalanca basımı yapılan ilk kitap Bakire Meryem'e methiyeler içeren birkaç yazarlı bir eserdir. 1474, Valensiya.) "Et eti ister, ve devası yoktur bunun,.../ Yitirdim tenin zevklerini/ ruhunkilere de ulaşamadım" diyen March ispanyol ve Fransız romantik şairlerini oldukça etkilemiştir. Francoise Villon, Jorge Manrique, ve Baudelaire isimlerini özellikle vermek gerekir.
Batı edebiyatları arasında Katalan edebiyatı, her ne kadar 'minör' ve 'preferi'de bir edebiyat gibi görülse de Grek ve Roma metinlerindeki iletinin taşınmasında olduğu gibi, Rönesans'ın da İber Yarımadası'na girmesinde oynadığı kilit rol ile incelemeye değerdir.
XVI. yüzyılda başlayan Barok dönem XVII. ve XVIII. yüzyıllar boyunca sürecektir. Barok döneminin başında Katalan edebiyatı, başlangıcında olduğu gibi yeniden ve yoğun olarak Fransız kültürünün etkisi altına girecektir. Öte yandan İspanyol Barok tarzı da XVII. yüzyılın ortalarından başlayarak olanca verimiyle yükselişe geçecektir. Edebiyat dili olarak Katalanca’nın gelişimi bu dönemde İspanya Kraliyet dili olan Kastilyanca karşısında duraksamaya uğrar. (Siglo de Oro-Altın Çağ denilen klasik İspanyol şiirinin en uzun dönemi, Rönesans ve Barok'u da kapsayacak şekilde bu tarihsellik içinde yerini alır. Lope de Vega, San Juan de La Cruz, Luis de Gongora ve Francisco ûuevedo gibi bu dönemin önemli şairlerini anmak gerekir.) Yine de bu dönemde Francesc Fontanella ve Rafael d'Amat i de Cortada gibi Katalan kültürünü ve şiirini geliştiren önemli şairler çıkmıştır.
Bir din adamı olan Jacint Verdaquer (1845-1902) XX. yüzyıl Katalan şiiri için itici güç oldu. Onun epik eseri Canigo Katalanca'ya tekrar güç verirken, Sum Vermiş adlı şiir kitabı, Baudelairevari tarzıyla modern şiirinin kapısını araladı.

XX. yüzyılın başlamasıyla Katalan Edebiyatı modernizm periyoduna girmiştir. Rönesansla kuvvetlenen Katalan Edebiyatı bu dönemde sanatın her kolundan etkilenmiştir. Katalan şiiri asıl modern halini 1860'da Barcelona'da doğan Joan Maragall sayesinde almıştır. Nietzsche'yi İber yarımadasında ilk çeviren kişi olan Maragall, Goethe ve Nietzsche'yi de kapsayan romantik sembolist geleneği Katalan Edebiyatı'na tanıtmıştır. Şiirleri, makaleleri ve konuşmaları toplumu derinden etkileyen Maragall, Çağdaş Katalan şiirinin en önemli şiirlerine imza atmıştır. Bu şiirlerden en önemlileri "La vaca cega" ve "Cant espritual"dır. En önemli eseri ise epik bir şiir olan "El comte Arnau"dur.

Katalan şiirinin öncesi ve sonrası ise Josep Carner'le belirlenir. Form ve ironi ustalığı onun XX. yy.'ın en önemli şairleri arasında anılmasını sağlar. Aynı zamanda psikolojik nazımın önünü açmıştır. 1921'de diplomat olan Carner, dünyayı dolaştıktan sonra Brüksel'de yaşamaya başlamıştır ve 1970 yılında burada ölmüştür. Eserlerinde "Noucentisme" ve "Klasik" edebiyat anlayışlarını birleştirmiştir. 1920'lerden itibaren post-sembolist modellerden etkilenmeye başlamıştır.

Çağdaş Katalan şiirinin bir diğer ana kaidesi, "El mestre-Usta" denilen Carles Riba'dır. Valery ve Mallarme gibi şairlerden etkilenen Riba, "Noucentisme" ile post-sembolist şiir tarzlarını birleştirerek, daha hümanist ye saf bir şiir tarzı elde etmiştir. 1939'da İspanya'daki faşizm zaferinin ardından gerçekleşen Katalan sürgününün en önemli eserlerinden biri olan "Elegies de Bierville"i (1942) yazmıştır. Aynı dönemlerde yaşayan Josep Maria de Sagarra şiirinde lirik, satirik ve epik formları birleştirmiştir. Muhteşem anlatım ve plastik yeteneğiyle son derece görsel, canlı ve müzikal şiirler yazmıştır.

İç Savaş sonrası Franko diktatörlüğü döneminde "Katalan Ulusal Şairi" olarak anılmaya değer görülen Salvador Espriu'yu anmadan geçmek olmaz. Çağdaş Katalan tiyatrosunun en önemli eseri olan Primera historia d'Esther'in yazarı olan Espriu, Avrupa'nın önemli edebiyat çevrelerince Nobel Edebiyat Ödülü'nü en çok hak eden Katalan yazarı olarak değerlendirilecektir. Döneminde Katalan edebiyatı için paradigma olarak kabul edilen Josep Pla ve büyük gerçeküstücü şair Josep-Viçenç Foix modern Katalan şiirinin taçları arasındadır.

1960'lardan günümüze Katalan Edebiyatı, gerilimler, tartışmalar ve sosyal dönüşümlerle bölünmüş bir toplumu yansıtır. Savaş sonrası dönemde yasaklanan Katalanca ve Katalan kültürü 1960'larda tekrar tanınmıştır ve Katalan edebiyatı kendini göstermeye başlayabilmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan en önemli şiirsel akım "Açık uçlu" şiirdir. "Açık uçlu" şiirlerin en önemli temsilcisi Joan Vinyoli'dir. 60ların sonundan itibaren tanınırlık kazanan Joan Vinyoli, savaş sonrası Katalan şiirinin en önemli temsilcilerinden olmuştur. Bu tarz şiirin diğer iki önemli temsilcisi ise Josep Palau i Fabre ve Joan Brossa'dır. Josep Palau i Fabre şiiri gerçekliğin sınırlarının keşfedilmesi için bir araç olarak görmektedir. Joan Brossa ise 1970'lere kadar neredeyse hiç tanınmayan marjinal bir şairdi. O zamana kadar sadece bazı görsel sanat sergilerinde eserlerini sergileyebilen Joan Brossa, "Poesia Rasa" adlı 1943 ve 1959 seneleri arasında yazdığı on yedi kitaplık şiir seçkisi ile büyük beğeni toplamıştır. Karmaşık ve alışılmamış bir şiir anlayışının yaratıcısı olan Brossa'nın edebiyat anlayışı limitsiz sanat olarak özetlenebilir. Şiir anlayışı her şeyi kapsayıcı olduğu için, sahnesel şiirler, görsel şiirler ve obje şiirler yaratmıştır.
Kısa yaşamında, üç şiir kitabıyla unutulmaz izler bırakan, eski şiir anlayışlarını adeta ortadan kaldıran Gabriel Ferrater (1922-1972) için 'ikon' denilebilir. 1938 doğumlu Joan Margarit ise Çağdaş Katalan Şiiri'nin yaşayan en önemli temsilcileri arasındadır.
Kaynak: 1. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali Kataloğundan alınmıştır.

Hiç yorum yok: