4 Haziran 2010

Çıkın O Dar Kozalarınızdan!


17. Altın Koza Film Festivali'nin Adana Büyükşehir Belediyesi'nin vekil yönetimi tarafından, İsrail saldırıları bahane gösterilerek ertelenmesine sinema camiasından gelen tepkiler çığ gibi artıyor. Festival komitesi ve sanatçı inisiyatiflerinden sonra, en son Türkiye Sinema Konseyi de Adana Büyükşehir Belediyesi vekaletini protesto eden bir bildiri yayınladı. Aşağıdaki bildiriyi Limonluk okuyucuları ile paylaşmayı borç biliyor, Türk sinemasını uluslararası camiada rezil-rüsva eden bu uygulamayı ve bu çapsız zihniyeti tekrar tekrar protesto ediyoruz. Umarız ki, sevgili Adanalılar biraz olsun tepelerinde nasıl bir yönetime mahkum olduklarının farkındadırlar. Zira en büyük tepkinin 16 yıldır bu festivalin düzenlendiği şehrin bizatihi kendisinden gelmesini bekleriz.




KAMUOYUNUN DİKKATİNE...

Adana Büyükşehir Belediyesi, bilindiği üzere, 17. Uluslararası Altın
Koza Film Festivali'nin başlamasına bir hafta kala, İsrail'in Gazze'ye
insani yardım götüren gemilere yaptığı insanlık dışı saldırı sonundaki
ölümleri, "İnsanlar kan ağlarken, biz eğlenemeyiz" diye mazeret
göstererek belirsiz bir tarihe erteledi.

Türkiye Sinema Konseyi olarak, kültür ve sanat festivallerini
"eğlence" olarak gören, düşünce ve kararları kendinde menkul bu
zihniyeti şiddetle protesto ediyoruz. Sinema bir "eğlence" değil, bir
sanattır.

Festivalin ertelenmesi, sinema sektörümüzde kimseyi şaşırtmadı. Çünkü
kamuoyunun yakından izlediği gibi Adana Büyükşehir Belediyesi son
aylarda büyük bir iktidar boşluğu yaşamakta ve Belediye de şu an
vekâleten yürütülmektedir. Sorun İsrail'in malum saldırısı değildir.
Sorun, uzun zamandır film festivalinden kurtulmak isteyen bazı siyasi
partilerin yerel yöneticileridir. Daha önce bunun için zemin
yoklanmış ama cesaret edilememişti. Dünyadaki bazı örneklere
özenilerek, gereksiz şekilde şatafatlı görsellikleri öne çıkarılıp
büyütülen ve pahalanan festival zaten ekonomik bir yük olarak
görülüyordu. Gelişmeleri yakından izleyen sinema sektörü bu yüzden bir
yandan yaklaşan festivale katılmak için hazırlıklarını yaparken, bir
yandan da festivalin yapılıp yapılmayacağı konusunda şüphe içindeydi.

Yerel yönetimler kültür/sanat kurumlarımız tarafından yıllardır
uyarıldıkları halde, festival organizasyonları için sivil kurumlar
oluşturmamışlardır. Bu festivaller, sürekli çalışan kadrolar
barındırmadıkları için bilgi ve deneyim biriktiremeyen, her seçimde
kadroları değişen, dünyadaki sinema festivallerini yakından izlemeden
uluslararası festival yapma özentisi birer müsamere düzeyinde
kalmaktadırlar. Çoğunluğu yerel yönetim yandaşı kuruluşlar tarafından
organize edilen işleyişleri ise, yerel ekonomik dinamiklerin sahip
çıkmadığı, yapıldıkları kente yabancı, her yıl Bakanlık yardımına
muhtaç organizasyonlara dönüşmüşlerdir. Erteleme kararı, bu güdümlü
ilişkinin ne kadar sakıncalı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Festivaller, kentlerin geçici yerel yönetimlerinin değil kent
halklarının birlik ve dayanışma platformudur. Festivalleri "eğlence"
mantığıyla algılayan vekil bir yönetimin şüphesiz savaşın acımasız
günlerinde Saraybosna Festivali'nin hangi koşullarda organize
edildiğini algılaması da beklenemez.

Festivaller kamuoyu yaratmanın da bir ortamıdır. İran'da tutuklu
İranlı yönetmen Cafer Panahi'nin salıverilmesi bu yıl büyük oranda
Cannes ve diğer festivallerde yaratılan kamuoyu sayesinde olmamış
mıdır?

Adana Belediyesi'nin vekil yönetimi ülkemizdeki herkesin, her fırsatı
değerlendirerek Filistin'e sahip çıktığını görmüyor mu? O zaman bu
yılki festival programındaki "Filistin: Barışa Hasret" başlıklı özel
bölüm "eğlence" midir? Filistinli sinemacıların Adana halkı ile
buluşma ve dayanışma fırsatını hangi gerekçe ile erteliyor? Yapılması
gereken Filistinli konukların moralini bozmak mıdır, yoksa hızlı
kararlar alıp bu programı daha da genişletmek mi olmalıdır?

Adana Belediyesi erteleme kararını kime sorarak almıştır? Erteleme
kararını verenler ayrıntılı bir gerekçe ile bunu Adana halkı ve Türk
Sineması'na anlatmak zorundadır. Son günlerde, Filistin ile dayanışma
konusunda her tür fırsatı değerlendirmeye çalışan hükümetin
yaptıklarına karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da erteleme kararına
ne ölçüde katıldığı ve bu yıl için festivale ne kadar maddi yardımda
bulunduğunu, festival yönetiminin erteleme kararı verilinceye dek ne
kadar para (vergimizi!) harcadığı da ivedilikle kamuoyuna
açıklanmalıdır.

Festival'e gelen uluslararası konuklar her şeyden önce Türk
Sineması'nın konuklarıdır. Adana kenti onları Türk Sineması adına
konuk etmektedir. Festival için erteleme kararı verenler acaba Türk
Sineması'nın yıllardır adım adım kazandığı prestiji ne kadar
sarstıklarının farkında mıdırlar? Dünyaca tanınmış yönetmen Theo
Angelopoulos'un hangi filmi "eğlence"lidir? Kendisine festivalin bir
"eğlence" olduğu söylenerek mi ünlü yönetmenin "Set fotoğrafları"
sergisi iptal edilmektedir?

Başta Adana Belediyesi olmak üzere, festivalin ertelenmesi kararına
katılan kurumların ACİLEN ayrıntılı gerekçelerini kamuoyuna
açıklamaları, gerekli özürlerin dilenerek, ertelenen festivalin BİR AN
ÖNCE ve EN YAKIN TARİH VERİLEREK AÇIKLAMASI GEREKMEKTEDİR.

Türk Sineması'nı temsil eden sinema kurumlarımızın beklentisi
İsrail'in yaptığı saldırıyı teşhir etmek ve Filistin halkı ile
dayanışmaktır. "Altın Koza" bunun için bir fırsattır. Bu fırsata engel
olan bu anlayışa karşı sinema sektörü olarak her türlü yaptırımcı
uygulamaları almaya kararlı olduğumuzu kamuoyunun bilmesini istiyoruz.

TÜRKİYE SİNEMA KONSEYİ

Hiç yorum yok: