9 Eylül 2008

Frankfurt Okulu

"Frankfurt Okulu," Frankfurt'taki Toplumsal Araştırma Enstitüsü -1920'lerin başlarında kuruldu- ile kurumsal bir temel edinen, Almanca konuşan bir grup entelektüele verilen isimdir. Bununla beraber, grup, ilgi alanları bakımından oldukça çeşitliydi; bu nedenle, onları bir "okul" olarak düşünmenin ne faydasının olduğu pek açık değildir. Üstelik, grubun üyeleri Nazi Almanya'sının yükselişi ile birlikte dağıldılar ve birçoğu, soluğu Birleşik Devletler'de aldı. Dolayısıyla, ismi de çok az bir coğrafi ima taşır. Bununla beraber, daha yakından baktığımızda, rasyonaliteye yönelik yöntemsel duruşlarında ve kapitalist modernite eleştirilerinde ortak bir temayı ortaya çıkarabiliriz.



Hem Weber'in yazılarından hem de Marx'ın kültüre yönelik eleştirilerinden yararlanarak (Lukâcs gibi), biçimsel rasyo-nalitenin (Zweckrationalitât) toplumda sinsi bir güç olduğunu öne sürdüler. Biçimsel rasyonalite, nihai hedefler ve amaçlardan çok, araçlara odaklanır. Sonuçta gerekli olan şey, özgürlük gibi insani değerlere dayanan ve toplumu bu amacın ilerlemesini sağlama ya da onu engelleme yetisi bakımından değerlendiren entelektüel bir yaklaşım idi. Okulun üyeleri, değerden bağımsız (value-free) toplumsal araştırma fikrine güçlü bir şekilde saldırmış ve "eleştirel akıl"dan yoksun amaçsız uygulamalar olarak gördükleri pozitivistik analizleri eleştirmişlerdir. Zweckrationalitaf & yönelik bu saldırı, aşağıda tar¬tışılan bürokratik girişim, tüketimcilik ve kültür endüstrisi ile ilgili eleştirileri de içerir. Biçimsel rasyonaliteye yönelik saldırı bir yana,Frankfurt Okulu içindeki yakın benzerliklere ilişkin diğer boyutları ayırt edebiliriz.
• Teknolojinin toplumsal yaşam üzerindeki etkisine ilgi; özellikle popüler kültürün yeniden üretiminde.
• Popüler kültürün halk yığınları üzerindeki etkisine ilgi.
• Freud tarafından etkili bir şekilde açıklanan insan cinselliğine ve kişilik oluşumuna ilgi.
• İnsan bilincinin ya "parçalı" olduğu ya da "bütünlük"ü kavrayabildiği (yani, dünyanın neo-Marksçı bir kavrayışını ve bununla gerçek özgürlüğü elde edebilme) koşulların tanımlanmasına ilgi.

Frankfurt Okulu ile özdeşleşen pek çok figür vardır. Bunlar arasında Adorno, Benjamin, Fromm, Horkheimer, Lowenthal, Mannheim ve Marcuse yer alır. Her birinin ünü, kariyerleri süresince büyük ölçüde değişmektedir. Theodor Adorno, Max Horkheimer ve Walter Benjamin'in yazdığı dönem, grup içinde en fazla yaratıcı aklın ve başarının göze çarptığı görülüyor.

Kaynak: Philip Smith-Kültürel Kuram; Çev: S. Güzelsarı; İ. Gündoğdu; Babil Yayınları, İstanbul:2001

Hiç yorum yok: